DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Gazeteci Başlangıç: Kürt halkının yanında olduğumuz için yargılanıyoruz

 
4 Ekim
13:48 2016

İSTANBUL (DİHA) - Özgür Gündem gazetesine destek vermek amacıyla Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'ni üstlendiği için hakim karşısına çıkan gazeteci Celal Başlangıç, yaptığı savunmasında "Kürt halkının yanında olduğumuz için yargılanıyoruz" dedi.

Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katıldığı için hakkında "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla dava açılan gazetecilerden biri olan Celal Başlangıç, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada hakim karşısına çıktı.

Dava öncesi adliye önünde kısa bir açıklama yapan Başlangıç, Özgür Gündem gazetesi ile dayanıştığı için yargılandığını ifade etti.

Başlangıç, "Aslında halkın haber alma hakkını savunduğumuz için yargılanıyoruz, aslında Kürt halkının yanında olduğumuz için yargılanıyoruz. Bir anlamda da, bu yargılama 'Niye Kürt'ün yanında durdun' yargılanmasıdır" diye konuştu.

'Yaşananlar, başlayan bir darbenin AKP ile tamamlanmasıdır'

Şimdiye kadar 100 e yakın arkadaşının kampanaya destek verdiği için yargılandığını hatırlatan Başlangıç, bu kadar baskıya maruz kalmalarını yaptıkları dayanışmanın haklılığı olarak değerlendirdi. Son süreçte basına yönelik artan baskılara da dikkat çeken Başlangıç, "Artık dayanışma için de olsa bir Özgü Gündem gazetesi yok. Kapısı kilitli, o zamandan bu yana bu baskılar Özgür Gündem ile de kalmadı onlarca basın yayın organı kapatıldı. Kapılarına mühür vuruldu. Aslında tüm bu yaşananlar Türkiye 'deki basın özgürlüğünü de gözler önüne seriyor. Aslında bu başlayan bir darbenin AKP ile tamamlanmasıdır" dedi.

Yaptığı bu açıklamanın ardından Başlangıç, kendisine destek veren gazetecilerle birlikte duruşmanın yapıldığı salona geçti.
Duruşmaya, gazetenin Silivri 9 No'lu Cezaevi'nde tutuklu bulunan Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya da sanık olarak getirildi. Başlangıç'a destek için gazeteci arkadaşları, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) üyeleri, Barış Vakfı ve Özgür Gündem gazetesi çalışanları da duruşmaya izleyici olarak katıldı.

Kızılkaya: Cezaevlerindeki haklarımız engelleniyor

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak gazetenin tutuklu bulunan Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya savunma yaptı. Kızılkaya, cezaevinde ağır tecrit şartlarında tutulduklarını belirterek savunmasını yapmak için mahkemeden süre talep etti. Kızılkaya, mahkemeye sunduğu dilekçede, cezaevindeki birçok haklarının OHAL bahane edilerek engellendiğini de kaydetti.

'Musa Anter gibi öldürürüz' diye tehdit ettiler'

Gözaltına alındığı andan itibaren işkenceye maruz kaldığını ifade eden Kızılkaya, şunları anlattı:

"Gözaltına alındığımız 16 Ağustos tarihinde polisler, gözaltı aracında 'Sizi Musa Anter gibi öldüreceğiz, asit kuyularına atacağız' diyerek tehdit etti. Ardından tutuklanarak götürüldüğümüz Silivri'de, gardiyanlarca zorla çıplak aramaya maruz kaldım. O günden beri Bilir Kaya ile birlikte ağır tecrit altında kalıyoruz. Darbe girişiminin ardından 12 Eylül askeri cuntasındaki gibi ayakta sayım dayatılıyor. Cumhuriyet, Evrensel Birgün gazeteleri verilmiyor, birçok hakkımız OHAL bahane edilerek engelleniyor. Cezaevinde darbeciler başarılı olsa devreye koyacakları uygulamaya maruz kalıyoruz. Yargılandığım tüm davalar tamamen gazetecilik faaliyetlerine dayandırılıyor. Halkın haber alma hakkı için yaptığım gazetecilik suç değildir. Ağır tecrit koşullarından dolayı savunmamı yapmak için süre talep ediyorum."

'Tutuklu gazeteci sayısı 100'ü aştı'

Kızılkaya'nın ardından savunması alınan gazeteci Celal Başlangıç ise, Türkiye'nin kuruluşundan bu yana basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı açısından sorunlu bir ülke olduğunu söyledi.

Başlangıç, "Ancak son yaşadığımız süreç, Türkiye'yi basın ve ifade özgürlüğü açısından çağdaş demokrasilere göre tam bir gazeteci ve muhalif cehennemine çevirdi. 2016 yılına 31 gazeteci cezaevinde girmişti. Aradan geçen 10 ay içerisinde cezaevindeki gazeteci sayısı 100'ü aştı. Elbette bu veriler içinde bulunduğumuz durumun ne denli konjonktürel olduğunu gösteriyor" dedi.

'41 yılda işlemediğim suçu, 1 günde işlemişim'

Başlangıç, "41 yıllık gazeteciyim bunun en az 30 yılında Kürt sorunu ile ilgili binlerce haber, röportaj, makale yazdım. Şu ana kadar yayınlanmış 8 kitabım var. Bunlardan 4'ü doğrudan Kürt sorunu ile ilgili. Abdullah Öcalan'la röportaj yaptım. Değil dava tek bir soruşturma açılmadı. 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde Kandil'e giderek Cemil Bayık'la röportaj yaptım. Bununla da ilgili bir soruşturma açılmadı. Olası bir yanlış anlaşılmayı da düzeltmem gerek. Bunca yıllık meslek hayatımda sadece Cemil Bayık'la röportaj yapmadım elbette. Süleyman Demirel'le, Bülent Ecevit'le de Necmettin Erbakan'la da Kenan Evren'le de Turgut Özal'la da Erdal İnönü'yle de, Deniz Baykal'la da, Kemal Kılıçdaroğlu'yla da röportajlar yaptım. İşleyemediğim bütün suçları bir tek gün Özgür Gündem gazetesinde Nöbetçi Genel Yayın Müdürü olunca işlemişim. Suç işlemeye alenen tahrik etmişim, suçlu ve suçluyu övmüşüm, terör örgütü propagandası yapmışım. Boşuna 41 yıl gazetecilik yapmışım aslında. Bütün bu suçların hepsini birgün Özgür Gündem Gazetesi'nde Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni olarak işleyebilirmişim" diyerek, hakkında açılan davanın çelişkilerine dikkat çekti.

'Neden gazeteciliğimi öldüreyim ki'

Savunmasında hakkındaki tüm bu suçlamaları reddeden Başlangç, gazeteciliğin temelinde savaşa ve çatışmalara karşı çıkmanın yattığını vurguladı. Başlangıç, "Çünkü bir savaşta, bir çatışmada önce gerçekler ölür. Gerçeğin öldüğü yerde gazetecilik de ölmüş demektir. Neden suç işlemeye alenen tahrik edip, suçu suçluyu övüp, terör örgütü propagandası yapıp kendi mesleğim olan gazeteciliği öldüreyim ki?" diye sordu.

'Dayanışmayı sürdüreceğim'

Daha sonra "Gazetecilik suç değildir" diyen Başlangıç, kendisine yöneltilen suçlamaları bir kez daha reddedip, beraat kararı verilmesini talep etti.

Başlangıç, sözlerini ise "Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki Özgür Gündem gibi baskı altına alınan, sesi kısılma istenen, sonunda susturulan bütün yayın organlarıyla, meslektaşlarımla basın ve ifade özgürlüğü için halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için bundan sonra da dayanışmayı sürdürmeye kararlıyım" diyerek noktaladı.

Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 24 Kasım'a ertelendi.

(ai/za/öç)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR