DİHA - Dicle Haber Ajansı

Çalışma Yaşamı

Eğitim emekçilerine yönelik cadı avı son bulsun

 
15 Temmuz
16:26 2016

HABER MERKEZİ (DİHA) - Eğitim- Sen, baskı, sürgün, soruşturma ve cezalar son verilmesi talebiyle 12 Temmuz'dan Aydın'da başlattığı Ankara yürüyüşü 4'üncü gününde Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı oturma eylemiyle sonlandırdı. Sendikanın İzmir, Adana ve İstanbul şubeleri de yaptıkları açıklamalarla eyleme destek verdi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim- Sen), baskı, sürgün, soruşturma ve cezalara son verilmesi talebiyle 12 Temmuz'da Aydın'da başlattığı Ankara yürüyüşü 4'üncü gününde Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı oturma eylemi ve basın açıklamasıyla sona erdirdi. Yoğun katılımın olduğu eyleme çok sayıda kurum ve kişi destek verdi.

Eğitim Sen Genel Meclis üyelerinden oluşan yürüyüş kolu Aydın, İzmir, Bursa ve Eskişehir'den sonra bugün Ankara'ya ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde yapılan basın açıklamasında, "Baskı, sürgün soruşturma ve cezalar son bulsun", "Baskı, sürgün ve cezalara son grev sendikal haktır" pankartı açılırken, "Her okulun başına bir güççük sultan kondu", "Güdemezsin de süremezsin de" ve "Nice için yastayız" dövizleri taşındı. Kitle sık sık, "direne direne kazanacağız" , "Yaşasın sınıf dayanışması" ve " savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları atıldı.

Açıklamaya Eğitim Sen üyeleri ve KESK'e bağlı sendikaların yönetici ve üyeleri katıldı. Ayrıca HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ile CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yılmaz'da eyleme destek verdi. Konuşmasına Fransa'daki katliamı lanetleyerek başlayan Eğitim Sen Başkanı Kamuran Karaca, Eğitim Sen üyeleri olarak Fransa halkına başsağlığı dileklerinde bulunduklarını ve acılarını paylaştıklarını belirtti.

'Arkadaşlarımız keyfi sürgün ediliyor'

Karaca, siyasi iktidarın Eğitim Sen'i ve üyelerini yoğun baskı, sürgün ve sindirmelerle hizaya getirmeye çalıştığını vurgulayarak, "29 Aralık grevi sonrasında Eğitim Sen üyelerine soruşturmalar başlatıldı. Bazı arkadaşlarımız keyfi olarak sürgün edilmiştir. Bazı arkadaşlarımız ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle açığa alınmıştır. Temel sendikal faaliyetlerimiz 'yasa dışı' gösterilmeye çalışılmıştır" dedi.

Soruşturmalar üzerinde suç yaratmaya çalışıyorlar

MEB'in ayrımca baskıcı ve dışlayıcı politikalarıyla bu sürgün ve açığa alınmaların hayata geçirildiğine dikkat çeken Karaca, AKP'nin atadığı "siyasal kadrolar" eliyle üyelerinin açığa alındığını ve bu kararların anti demokratik olduğuna vurgu yaptı. Karaca, "Eğitim Sen üyeleri hakkında açılan soruşturmalar sürerken, takipsizlik ile sonuçlanan dosyaların siyasi talimatlarla yeniden açılması, hukuk dışı bir şekilde soruşturma üzerinden 'suç yaratma' amacı taşımaktadır" diye konuştu.

'Mücadelemizi sürdüreceğiz'

MEB'in en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayarak ve hukuk dışı kararlara imza atarak sendikal faaliyeti engelleme suçu işlediğine dikkat çeken Karaca, şöyle devam etti: "Eğitim Sen nerede gelirse gelsin, baskı ve tehditlere pabuç bırakmayan mücadeleci bir geleneğin temsilcisi ve savunucusudur. Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik her türlü baskının soruşturma ve sürgünlerin durdurulması için örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir. Üyelerimize yönelik baskı, sürgün ve soruşturmalara son verilmeli, ülke çapında başlatılan cadı avı derhal durdurulmalıdır."

'KESK hedefte'

KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse de, AKP faşizmine karşı bütün direniş odaklarının ezilmemsi için bütün odakların birleşik bir mücadele yürütmesi gerektiğini belirterek, "Eğitim emekçileri sizin bütün saldırılarınıza baskılarınıza bütün işkence tezgahlarından geçmelerine rağmen her seferinde daha da büyüyerek daha da örgütlenerek karşınıza dikilmeye devam etti. KESK her zaman hem sendikal hak ve demokrasiye giden yolun açılması için mücadele bir adım bile geri durmayan bir konfederasyon olduğu için hedeftedir" diye konuştu

'İktidar savaştan besleniyor'

CHP Milletvekili Hüseyin Yılmaz, savaşa hayır demenin dünyanın hiçbir yerinde suç sayılamayacağına dikkat çekerek, "AKP iktidarı devamlı savaşla beslenen, savaşla iktidarını sürdürdüğü için, onlar göre savaşa hayır, barışa evet demek suçtur. Suç haline gelmiştir" dedi.

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ise, AKP'nin iktidarı boyunca barışı ve demokrasiyi toplumsal barışla özdeşleşmemiş olduğun ve AKP'nin son bir yılda antidemokratik ve darbe sürecine geçtiğine vurgulayarak, "AKP 7 Haziran seçiminde boynunun ölçüsünü aldı. Sonra Saray darbesiyle ülke teslim alınmak isteniyor" diye konuştu.

'Emekçiye hayatı zehir ediyorlar'

Türkiye'yi kara para cennetine çevirecek "varlık barışı" torba yasasına dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti: "76 maddelik bir torba yasasıyla sermayeyi ve işverenleri koruyan ve onlara vergi muafiyeti getiren ve onların ticari yaşamındaki esnekliğine daha da esneklik katan siyasi iktidar buna karşı emekçinin yaşamını zehir eden yasalar getiriyor. AKP Türkiye'ye kara para girişine yasal zemin hazırlamaktadır."
Eğitim Sen üyeleri kısa bir oturma eyleminden sonra dağıldı.

ADANA

Eğitim Sen Adana Şubesi, üye ve yöneticilerine yönelik, baskı, sürgün ve soruşturmalara dikkat çekmek amacıyla "Baskı, sürgün, soruşturmalar ve cezalar son bulsun. Cadı avı derhal durdurulmalıdır" sloganı ile İnönü Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, İHD, TTB, KESK, DİSK, TMMOB, DHF, Halkevleri ile HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş ile çok sayıda kişi katıldı. "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganın atıldığı açıklamada konuşan Eğitim Sen Şube Kadın Sekreteri Şükran Yeşil, AKP'nin sendika üyelerini baskı, sürgün ve soruşturmalarla sindirmeye çalışıp, hizaya getirmeye çalıştığını dile getirdi.

'Cadı avı derhal durdurulmalıdır'

AKP üyelerine dönük "cadı avı" başlattığını hatırlatan Yeşil, iktidarın en temel sendikal faaliyetlerini dahi "yasa dışı" göstererek çalışmalarını açıkça engellediğini vurguladı.
Yeşil'in ardından konuşan Milletvekili Meral Danış Beştaş da, bu ülkede en büyük suçun "Cumhurbaşkanı'na hakaret" ve AKP'nin politikalarını eleştirmek olduğunu söyledi. Emek güçleri ve siyasi partilerin bu uygulamaya karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan Beştaş, demokrasi güçlerinin ortak sesinin bütün platformlarda daha güçlü dile getirmekle bu baskı ve saldırının önüne geçebileceğini söyledi.

Konuşmaların ardından oturma eylemi yapıldı.

İZMİR

Eğitim-Sen İzmir Şubeleri de, Eski Sümerbank önünden, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yürüyerek baskı ve sürgünleri kınadı. Eğitim-Sen üyelerinin yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi yöneticilerinin de katıldığı açıklamada "Baskı, sürgün, soruşturmalar ve cezalar son bulsun" yazılı pankart taşınırken sık sık "Baskılar bizi yıldıramaz", "Karanlığa teslim olmayacağız", ""Zafer direnen emekçinin olacak" sloganları atıldı.

Baskılar hız kesmeden sürüyor

10 dakikalık oturma eyleminin ardından grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen Şubeleri Dönem Sözcüsü Bedrettin Demirel, siyasal iktidarın eğitim başta olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında etkisini hissettirdiği baskıcı, otoriter ve anti-demokratik uygulamaların hız kesmeden devam ettiğini söyledi. Demirel, "Sadece son birkaç ay içinde, özellikle 29 Aralık grevi sonrasında üye ve yöneticilerimize yönelik olarak büyük bir 'cadı avı' başlatılmış, çok sayıda Eğitim-Sen üyesi sendikal faaliyetleri ve demokratik eylemleri nedeniyle soruşturma geçirmiştir" diye ifade etti.

Demirel son olarak, "Eğitim-Sen üye ve yöneticilerine yönelik her türlü baskının, soruşturma ve sürgünlerin durdurulması için örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir. Üyelerime yönelik baskı, sürgün ve soruşturmalara son verilmeli, ülke çapında başlatılan cadı avı derhal durdurulmalıdır" dedi.

İSTANBUL

Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri de İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto eylemi düzenledi. "Baskı, sürgün, soruşturma ve baskılar son bulsun" pankartını açan eğitim emekçileri, "Hükümet elini Eğitim-Sen'den çek" ve "Direne direne kazanacağız" sloganlarını attı. Eylemde basın açıklamasını KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak yaptı. Fransa'da yaşanan saldırıyı lanetleyerek konuşmasına başlayan Kavak, hükümetin başta eğitim olmak üzere tüm toplumsal alanlarda baskılarını fazlasıyla arttırdığını söyledi. Hükümetin, önünde engel gördüğü tüm kişi ve kurumları bertaraf etmek için elinden geleni yaptığını söyleyen Kavak, iktidarın Eğitim-Sen ve üyelerini de baskı ile hizaya sokmaya çalıştığını söyledi. Kavak, "Sadece birkaç ay içinde özellikle 29 Aralık görevi sonrasında üye ve yöneticilerimize yönelik büyük bir 'cadı avı' başlatılmıştır" dedi. Sendikal örgütlenme ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan uygulamalar karşısında asla sessiz kalamayacaklarını söyleyen Kavak, " Eğitim-Sen, nerden gelirse gelsin, baskı ve tehditlere pabuç bırakmayan mücadeleci bir geleneğin temsilcisi ve savunucusudur" dedi.

(ekip/sd)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR