Yargıç Köse: Yargıçlar yürütmeye karşı bağımsız değil 2016-10-09 09:11:40 YASİN KOBULAN İSTANBUL (DİHA) - Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Nuh Hüseyin Köse, hakim ve savcıların "FETÖ" damgası yemekten korktuğu için ya cezalandırma ya da tutuklama yoluna başvurduğunu söyleyerek, "Yargıçlar şuanda yürütmeye karşı bağımsız değiller" dedi. Türkiye'de yargının bağımsızlığını yitirip, siyasal iktidarın politikaları çerçevesinde karar verdiği eleştiri ve tartışmaları başını alıp giderken, yaşanan tartışmaları Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Nuh Hüseyin Köse değerlendirdi. "15 Temmuz'dan önce MİT müsteşarının 2013 yılında gözaltına alınması tehdidi karşısında yeni bir yargı düzeni kurulmuştu" diyen Köse, şu değerlendirmede bulundu: "Siyasal iktidar çok güçlenince onun bileşenleri olan cemaat unsurları iktidara karşı bir kalkışmaya kalkışınca hükümet yeni mahkeme modellerine geçmişti. Cemaat üzerinden kurduğu özel yetkili mahkemeleri terk edip önce özgürlük hakimliklerini daha sonra Sulh Ceza Hakimliklerini kurdular. Bunlar daha çok savunmaya yönelikti.15 Temmuz darbesinden sonra hala darbe yapabileceği düşünülen 'FETÖ' dedikleri unsurlardan korunmak adına bir olağanüstü durum gelişti. Fakat durum maalesef yeni darbeleri önleme amacını aşıp muhalif olan unsurları da sindirmeye doğru gitti. Bugün 2 bin dolayında hakim-savcı ve 30-40 bin yurttaş tutuklu." 'Yargıçlar şuanda yürütmeye karşı bağımsız değiller' Hakim ve savcıların "FETÖ" damgası yemekten korktuğunu vurgulayan Köse, "Bu yüzden en sağlam olan cezalandırma ya da tutuklama yoluna başvuruyorlar. Yargıçlar şuanda yürütmeye karşı bağımsız değiller. Kendi korkularına karşı bağımsız değiller" dedi. TSK içerisinde "Hava Kuvvetleri İmamı" olduğu iddia edilen ve 15 Temmuz sonrası gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Adil Öksüz'ün durumuna değinen Köse, "Akıncı Üssü'nde yakalanan Adil Öksüz'ün yakalanması için gerekli bilgi ve belge kolluk tarafından mahkemeye sunulmamıştı. Mahkeme de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı. Olay sonrası hakim ve savcılar hakkında meslekten atma istemiyle soruşturma açıldı. Bu olay milat oldu. Diğer hakim ve savcılar bu örneğe bakarak tutuksuz yargılanma istemlerini ret ediyor. 'Diğer hakim ve savcıların başına gelenler bizim de başımıza gelebilir' diyerek kendilerini sağlama alıyorlar" diye konuştu. 'Belli alanlarda hukuka aykırılıkların yaşandığını söylüyorduk' "Türkiye'de şuanda bağımsız ve korkmayan bir yargı yok" diyen Köse, şöyle devam etti: "Belli alanlarda hukuka aykırılıkların yaşandığını söylüyorduk. Türkiye'de yargı, yürütmeye karşı hiçbir zaman zaten bağımsız olamamıştı. Özellikle 2007-2013 sürecinde yaşananları biliyoruz. 2013'ten sonra ise yeni bir konsepte girdik, yeni bir korku dönemine girdik. Temel sorun aslında hakim ve savcıların Adalet Bakanlığı'nın yaptığı sınavlarla alınmasıdır. İkincisi, hakim ve savcıların özlük haklarını düzenleyen ve onların yargı önüne çıkarılmasını sağlayan HSYK oluşumudur." Siyasi partilere çağrı Siyasal iktidarlara karşı yargıyı, hukuk devletini savunacak unsurların bir araya gelmesi ve tepki vermesi gerektiğini dile getiren Köse, "HSYK seçimleri bu anlamda önemlidir. Önümüzdeki dönemde HSYK'ye ilişkin yapılacak anayasal değişiklikler bu anlamda önemlidir. Bu anlamda HDP, MHP, CHP ve AKP bir araya gelerek çalışması lazım. Önümüzdeki süreçte HSYK eğer tüm partilerin etkisiyle, nitelikli çoğunlukla şekillenirse belki hakim ve savılar daha az korkmaya başlar. Yürütmenin belirlediği bir HSYK, yargıçlar için güvenceli değildir. Yargıçların güvenceli olmadığı ortamda ise kimsenin özgürlüğü güvence altında değildir. Hakim ve savcılar çok yoğun bir baskı altında" diyerek, siyasi partilere çağrıda bulundu. 'KHK Anayasa'ya aykırı' Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 90'lı yıllardaki kararlarına atıfta bulunan Köse, "Her ne kadar OHAL döneminde çıkarılan KHK'lerin Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edilemez denilse de iddia edilebilir. Çünkü biz OHAL'de hukuktan, Anayasa'dan, yasadan ari değiliz. Belli sınırlandırmalar yapılabilir ama o yasalar yine uygulanacak. Temel insan haklarını aşan tasarruflarda bulunmak hukuka aykırıdır. Aslında bu durumu hayata geçirenler de bunun farkında. Ama birkaç sene sonra tazminatla meseleyi çözme kolaycılığına başvuruluyor. Sadece endişeliyim" diye konuştu. (yk-mk/za/rp)