DBP MYK: Öncelikli gündemimiz Öcalan'ın özgürlüğü 2016-08-29 15:39:30 AMED (DİHA) - Amed'de dün bir araya gelen DBP MYK'sı, öncelikli gündemlerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olduğunu belirterek, "Yürütülen tartışmaların ışığında planlamaya gidilmiş ve önümüzdeki dönemin halklarımızın kazanımını koruma ve geliştirme konusunda DBP’nin görev ve misyonuna denk sorumluluk üstleneceği ve buna yönelik planlamalar kararlaştırılmıştır" dedi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed'de (Diyarbakır) gerçekleştirdiği MYK toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Türkiye'nin Kürt sorununda diyalog ve müzakere seçeneğini dışlamasıyla yeniden şiddet ve çatışma ortamına girildiği belirtilen bildirgede, AKP hükümetinin savaş politikasındaki ısrarı ve Kürt karşıtlığının bir sonucu olarak gerçekleştirilen Cerablus işgalinin bölgede yeni sorunlara yol açacağı ifade edildi. Bildirgede şöyle devam edildi: "Türkiye’nin Cerablus işgali esas olarak İŞİD’e karşı değil, İŞİD ile ortaklaşarak, orada Demokratik Suriye Güçleri'nin kazanımlarına yönelik bir operasyon olduğu açıktır. AKP’li yetkililer de zaten asıl hedefin Kürtler olduğunu söylemekten çekinmemektedirler. Türkiye’nin bugüne kadar IŞİD’e yönelik yaklaşımı, IŞİD’e karşı savaşan Kürtleri etkisizleştirme, zayıflatmak olmuş ve bu politika bugün de devam etmektedir. Cerablus işgali IŞİD’e karşı savaş vermek için değil, Suriye halklarının demokratik tercihini, Kürt halkının ve demokratik Suriye güçlerinin kazanımlarını ortadan kaldırma amaçlıdır. Suriye’de savaşın son bulması ve Suriye halklarının barış içinde yaşamasının yolu Cerablus işgalinden geçmez, aksine Kürt halkı ve Arap halkları başta olmak üzere halkların eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerinin karşılanması ve İŞİD’e karşı amansız bir mücadele yürütülmesidir. Türkiye'nin yürüttüğü politika bunun tam tersidir. 'Türkiye savaş ve kaosu derinleştiriyor' Türkiye’nin yürüttüğü politika savaşı ve kaosu derinleştiren Suriye’de çözümü ve barışı değil, savaşı ve çözümsüzlüğü ortaya koyan bir politikadır. Bu bir maceradır. Hem Suriye halkları açısından hem de Türkiye halkları açısından çok acı sonuçlara yol açacak, ağır yıkımlar getirecek, herkes için zararlı sonuçları olacak bir maceradır. AKP’nin Kürt karşıtı politikası, El Nusra ve İŞİD gibi çete örgütleri ile kurdukları ilişki nedeniyle savaş Türkiye’yi de hedef haline getirmiştir. Son bir yıldır İŞİD’in yaptığı ancak resmi olarak üstelenmediği katliamlar nedeniyle yüzlerce insan ölmüş binlerce insan yaralanmıştır. Türkiye’de uyuyan İŞİD hücrelerinin olduğu kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu hücreler, Türkiye halklarını kaygılandırmaktadır." Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikası AKP’yi sürekli saldırgan bir ruh hali içinde tutmakta olduğu kaydedilen bildirgede, "Aynı zamanda, yeni maceraların peşinden koşmasına ve yeni yıkımlara imza atmasına yol açmaktadır. Bu açıdan bir an önce Türkiye, Suriye’deki savaştan çekilmelidir, Suriye halklarının geleceğine ve özgür iradelerine müdahale etmemelidir" denildi. 'Öncelikli gündem Öcalan'ın özgürlüğüdür' PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik derinleştirilen tecridin öncelikli gündem olduğunun altı çizilerek, "5 Nisan 2015’ten beri Sayın Öcalan’dan hiçbir haber alınmamakta, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemektedir. Bu durum kamuoyunda ki endişeyi derinleştirmiştir. Bu yaklaşımın hiçbir hukuki ve ahlaki yönü yoktur. Bu hukuksuz, tahrik edici politikaya karşı kamuoyunun ve demokratik kesimlerin sesini yükseltmesi gerektiğinin aciliyeti bir kez daha ortaya çıkmıştır. AKP’nin tecrit politikasındaki ısrarı, Kürt sorununda barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik belirleyici bir rolü olan Sayın Öcalan’ı etkisizleştirme amaçlıdır. Bu amaç Türkiye’deki milliyetçi ve savaş yanlısı güç odaklarını tatmin etme ve desteğini pekiştirmeye yöneliktir. Biran önce bundan vazgeçilmeli ve Sayın Öcalan’a yönelik tecride son verilmeli, sağlık güvenlik ve özgürlük koşulları sağlanmalıdır" ifadelerine yer verildi. 'Özgür basına yönelik hukuksuz bir yönelim söz konusu' Devlet güçleri tarafından kuzey Kürdistan'da soykırım saldırıları ile yıkılan kentlerde yasağın hala devam ettiği kaydedilen bildirgede, Özgür Gündem, Azadiya Welat gazeteleri başta olmak üzere özgür basın kurumları ve çalışanlarına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama furyasına değinilerek, özgür basın kurumlarına karşı hukuksuz bir yönelimin söz konusu olduğu belirtildi. 'Demokratik direnişi yükselteceğiz' Bildirgenin devamında şunlara yer verildi: "Türkiye’de barıştan yana olan çok sayıda aydın yazar ve akademisyene yönelik soruşturmalar, görevden alınmalar en yoğun biçimde sürmektedir. AKP nin sürdürdüğü baskı ve zor politikalarına karşı demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesini yürütmek tarihi bir görev ve sorumluluktur. Baskılar karşısında geri çekilmek değil, baskılara karşı demokratik direnişi geliştirmek ve dayanışmayı büyütmek zamanın ruhuna uygun davranış olacaktır. DBP olarak özgür basına ve demokratik muhalefete karşı geliştirilen baskı politikalarına karşı demokratik direniş mücadelemizin yükseltilerek sürdürülmesi toplantımızda kararlaştırılmıştır. Toplantımızın örgütsel gündem başlığında partimize yönelik geliştirilen baskı politikaları, gözaltı ve tutuklamalar ele alınmış, AKP’nin partimize yönelik saldırgan politikaları karşısında parti il ve ilçe kongrelerimizin gerçekleştirilmesi ve mahallelerde mahalle meclislerinin örgütlenmesinin önemi üzerinde durulmuş ve partimizin örgütlenmesi için daha güçlü bir çalışma pratiğinin hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır. Sonuç olarak, hem siyasal gündem hem de örgütsel gündem tartışmaları ışığında planlamaya gidilmiş ve önümüzdeki dönemin halklarımızın kazanımını koruma ve geliştirme konusunda DBP’nin görev ve misyonuna denk sorumluluk üstleneceği ve buna yönelik planlamalar kararlaştırılmıştır." (bg/pu)